Merhaba Sevgili Dostlar,
Anlat, anlat bitmez, burası dünyanın en önemli yeri... Bu yazımda Ayasofya ile ilgili bazı gizemli konulara değineceğim, umarım okurken oldukça keyif alabileceğiniz bir yazı olur.
Mukaddes Ekmeği Taşıyan Arı
İmparator Konstantin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mabed yapmak ister , baş mimarlar imparatoru bir türlü memnun edemezler. Bir gün bir dini tören sırasında imparator Kutsal Ekmek'ten almak ister yanlışlıkla bir parçasını düşürür. Arı bu parçayı alır ve camdan uçarak uzaklaşır.İmparator arının bulunması emrini verir. Mimarlar arıyı aramaya başlarlar ve kendi kovanlarında arıyı ve ekmeği bulurlar. Fakat gördükleri karşısında şaşırırlar çünkü arılar bal mumundan hiç görülmemiş bir güzellikte kilise yapmışlardır. Kapı açık, kubbe hazır, sütunlar doğru yerdeydir, Kutsal Taht "Holy Table" tamamlanmıştır. Kutsal Tahtta arı oturup,ekmeğin geri kalan kısmı da oradadır. İşte Ayasofya'ın inşa planı sonunda bu arının yaptığı balmumundan tasarıma göre yapılmıştır.
Kaf Dağından Getirilen Sütunlar
Dillere destan Süleyman Mabedini Süleyman Peygamber'in emri ile devler, periler, insanlar cinler Elbrüz ve Kaf Dağı'ndan mermer sütunlar keser ve mabed inşa edilir. Ayasofya'nın sütunları da işte bu mabedin sütunlarından yapılmıştır. Hatta bir mermerde bir devin elinin izi olduğu söylenir.
İmparator Kapısı Nuh'un Gemisinden
İmparator Nuh Peygamber'in Cudi Dağ'ında bulunan gemisinden kalan tahta parçaları getirterek imparator giriş kapısını yaptırır. Tüccarlar bu kapının önüne gelerek dua edip daha sonra seyahate çıkarlardı.
Kraliçe Sofya'nın Tabutu
Sarı prinçten yapılmış orta kıble kapısı üzerinde bulunan tabutta Kraliçe Sofya yatıyor. "Bu tabuta sakın dokunmayın." yazıyor çünkü tabuta dokunulursa büyük bir gürültü başlayacağını, binanın sallanacağı söyleniyor.
Ağlayan Sütun
Bir rivayete göre bu sütun Hz.Meryem 'in acı dolu göz yaşlarından dolayı delik. Hz.Meryem , Hz.İsa'ya işkence yapıldığını duyunca çok büyük bir acı hissetmiş ve göz yaşı bu mermere damlamış mermer delinmiş . Bir başka rivayete göre Bizans döneminde İmparator Justinyen şiddetli bir baş ağrısı çekiyormuş. Doktorlar onu tedavi edememişler ve bir gün Ayasofya'da dua etmiş bu sırada başını Ağlayan Sütun'a dayamış ve bir mucize gerçekleşmiş baş ağrısı geçmiş başını direkten kaldırdığında direğin nemli olduğu fark etmiş. Halk bu mucizeden haberdar olmuş ve sütunu kutsal olarak kabul etmiş. Günümüzde de insanlar ağlayan sütuna gelerek baş parmağını deliğe yerleştirip çeviriyor eğer nem oluşursa dileğin gerçek olacağına inanılıyor.
Başka bir söylemde Ayasofya'nın büyük kubbesi depremde yıkılınca 300 rahip Mekke'ye gitmiş zem zem suyundan alarak Mekke toprağı ile karıştırıp sütunun altına harç olarak koymuşlar sütunun bu nedenle terlediğine ,nemli olduğuna inanılıyor.
Fatih İstanbul'u u feth edip Ayasofya'yı camiye çevirdiğinde mabedin yönü kıbleye bakmıyordu. Hz.Hızır bu sütuna baş parmağını yerleştirip mabedin yönünü kıbleye çevirmeye başlamış.Bu esnada halktan biri Hızır'ı fark edip burada olduğunu söylemiş ve tam kıble yönüne çevrilemeden Hızır gitmiş.
Kubbenin Altındaki Kuyu
Ana kubbenin altında bulunan kuyu kalp hastalarına iyi geldiği bilinmektedir. Hastalar buraya gelip sabah namazı kıldıktan sonra aç karnına bu sudan içerlermiş. Osmanlı döneminde devam etmekte olan bu inanış Ayasofya'nın müze olması ile sona erdi.
Deisis Mozaiği İsa Değil
Bizans İmparatorluğu Hristiyanlığı ilan etmeden önce pagandı. Zorla hristiyanlaştırılanlar tarafından yapılan bu mozaikler aslında Hz. İsa'yı çizmiş gibi gözükseler de aslında kendi inançlarındaki Pisagorcu tarikat üyesi Apollon'u çizmişlerdir. Ayrıca çizilen Hz.Meryem 'de de İsa'ya ellerini uzattığı görülmektedir oysaki Hristiyan inanışına göre Meryem'in ellerinde İncil ya da Hz.İsa olması gerekir.
Bizans'ın ilk Gizli Teşkilatı ve Düz Haç
İmparator Jüstinyen döneminde ilk kez Akhineton Haçı bırakılıp düz haç şekli kullanılmaya başlandığı görülmektedir.Ayrıca Mikal Cellius adlı filozof,Bizans'ın ilk gizli teşkilatını Ayasofya'nın mahzenlerinde kurmuştur.
Bir sonraki yazımda Ayasofya Efsanelerine devam edeceğim.
Huzurlu kalın, hoşça kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder