Bu yazımda Ayasofya Camii'nden bahsedeceğim benim için çok önemli bir yer olduğu için nereden, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Oldukça stresliyim yazımı ona layık yazabilecek miyim? Bilmiyorum.
Bizans Dönemi Ayasofya
Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Doğru Roma'da kentsel çalışmalar başlamış bu dönemde bir çok sarnıç, mabed yapılmıştır. Ayasofya Doğru Roma İmparatorluğu döneminde İstanbul'da yapılmış en büyük kilisedir. Aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında "Megale Ekklesia" Büyük Kilise olarak isimlendirilmiş 5. yüzyıldan sonra ise "Wisdom of God" Kutsal Bilgelik olarak isimlendirilmiştir ancak 532 yılında Nira Ayaklanması ile halk tarafından yıkılıp yakılmıştır.İsyanın bastırılması ile tahtını sağlama alan İmparator Justinianos tarafından iki önemli mimara İsidoros ve Anthemios 'a yaptırılmıştır.
532 yılında başlayan inşa, 5 yıl sürmiş 537 yılında törenle açılmıştır. Ayasofya'nın inşasına kadar dünyada bilinen iki önemli tapınak vardı:Birincisi Roma İmparatorluğunun Kudüs'ü işgali ile yıkılan efsanevi Süleyman Mabedi, ikincisi ise Roma'da inşa edilen Pantheon Tapınağı. Rivayete göre Ayasofya'nın açılış seramonisinde imparator Jüstinyen "Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun." dedikten sonra Kudüs'deki Hz. Süleyman Mabed'ini kastederek "Seni geçtim Süleyman!" diye bağırdığı söylenir.
1200'lü yıllarda İstanbul Haçlı Seferleri sırasında yağmalandığı için Ayasofya da bu yağmadan nasibini almıştır. Hatta Fatih İstanbul'u fethettiğinde Ayasofya'nın ve İstanbul'un bu bakımsız haline çok şaşırmış çok üzülmüştür. "İmparatorun sarayında örümcek perdedârlık ediyor, Efrasiyab'ın kulelerinde baykuş nevbet vuruyor."
1453'te Fatih Sultan Mehmet'in Constantinople'i feth etmesi ile Ayasofya camii'ye çevirilmiştir. Yapı güçlendirilerek depremden zarar gören yapıya hem Doğru Roma döneminde hem de Osmanlı döneminde payandalar yapılmıştır. En geniş kapsamlı bakım ise Sultan Abdulmecid Döneminde 1839-1861 yılları arasında Fossati Kardeşler tarafından yapılmıştır.
Ayasofya iki galeriden oluşuyor yani iki kattan .Her kata galeri deniliyor.İlk girdiğinizde alt galeriden başlayarak Ayasofya içindeki inanılmaz eserleri sizlere anlatmaya çalışacağım.
İmparator Kapısı
Ayasofya'nın en büyük kapısıdır. 7 metre uzunluğunda olan kapı bronz çerçevelidir, meşe ağacından yapılmıştır, yalnız imparator ve mahiyeti tarafından kullanılmıştır.Kapının Nuh'un Gemi'sinin tahtalarından yapılmış olabileceğinin yanı sıra, yahudilerin kutsal emanetlerinin saklandığı sandığın tahtası da olabileceği söylenmektedir.
VI. Leon Mozaiği
İmparator kapısının hemen üzerinde yer alan mozaikte ortada İsa bir taht üzerinde oturmakta Sağ tarafta madalyon içerisinde Baş melek Cebrail(Gabriel), sol tarafta ise Hz. Meryem tasvir edilmiştir. İsa'nın ayaklarına kapanan kişi ise İmparator VI.Leon'dur. İsa'nın sol elinde tuttuğu incil sayfasında "Barış sizinle olsun, ben dünyanın nuruyum." yazar.
Hünkâr Mahfili
Hünkar Mahfilleri padişahların rahatça ibadet edebilmeleri için oluşturulmuş özel alanlardır. Padişahlar Cuma, Bayram Namazlarını, kandil gecelerinin yatsı namazlarını selâtin camilerde kıldıkları için yapılmıştırlar. Mihrabın solunda yer alan mahfil Sultan Abdulmecid döneminde yapıyı restore eden Fossati kardeşler tarafından eklenmiştir.
Müzezzin Mahfili
Bu alanlar kıble ekseni ile aynı yönde yapılır , müezzin namaz ve diğer ibadetler sırasında üst kısma çıkarak dua okur. Ayasofya'daki mihrabın solunda yer alan muteşem işçilikli mahfil III. Murad Dönemin'de yapılmıştır.
Omphalion
Ayasofya Bizans döneminde imparatorların taç giyme törenlerinin ve dini ibadetlerini yapıldığı yerdi ve Müezzin mahfilin önünde yer alan Omphalion İmparatorların törenle taç giydikleri alandır. Büyük mermer dairenin etrafında değişik renklerde daireler bulunmaktadır.
I.Mahmut Kütüphanesi
Sultan I.Mahmut döneminde inşa edilmiş olup iki payanda arasında yer alan değerli kitapların bulunduğu bir yapıdır.
Sunu Mozaiği
Bu mozaikte Konstantin elindeki kaleye benzer yapı ile İstanbul'u Justinyen ise Ayasofya'yı Hz.Meryem'e takdim eder kucağında İsa ile tahtta oturan Meryem'in arkasında iki taraftaki madalyonların Meter ve Theou kelimelerinin kısaltması yazar yani "Tanrı Anası" anlamına gelmektedir. İmparator Jüstinyenin arkasında yukarıdan aşağıya "Hatırası Ünlü İmparator Justinianos." Konstantinin arkasında ise "Azizler arasında büyük imparator Constantinos." yazmaktadır.
Apsis Mozaiği
Ayasofya'ya ilk girişte gözünüze hemen çarpacak olan kubbede yer alan mozaiktir. Lacivert elbisesi ile Theotokos(Tanrı Anası) Meryem kucağında ışıl ışıl parlaya altın renkli giysisi ile Hz.İsa oturmaktadır.
Apsisdeki İki Melek
Apsis kemerinin iki yanında duran sağında Cebrail ,solunda Mikail yer almaktadır.Cebrail'in bir elinde kristal bir küre diğer elinde ise uzun bir asa vardır ve beyaz giysilidir. Mikail'den ise sadece bazı parçalar günümüze gelebilmiştir.
Kubbedeki Melekler
Kubbeyi sağlamlaştırmak için kullanılan pandatifler üzerinde dört adet melek figürü vardır. Bu meleklerin cennette Tanrı'nın tahtını koruduğuna inanılan bir başı ve altı kanadı olan meleklerdir.
Mermer Küpler
İki adet yekpare mermerden yapılmış küpler Sultan III.Murad döneminde Bergama antik kentinden Ayasofya'ya getirilmiş. Kandillerde ve Bayram Namazlarında şerbet dağıtmak için kullanılmıştır. Diğer günlerde ise içinde su bulunur ve altında musluklar vardır.
Dilek Sütunu
Bu sütun Terleyen Sütun ya da Dilek Sütunu olarak bilinir bir çok efsaneye konu olmuştur. Bu ve diğer efsaneleri "Ayasofya Efsaneleri" yazımda okuyabilirsiniz. Sütun bronz levha ile kaplı ortası delik bir mermerden oluşur. İnsanlar burada dilekte bulunmak için uzun kuyruklar oluşturuyorlar.
Kedi Gli
Alt galeride mutlaka görmeniz gereken sevimli bir kedi var adı Gli, şimdilerde yaşlı bir kedi olan Gli'yi sevmeyi unutmayın, çok sevimli bir kedi :)
Alt Galeri'de Russell Crowe'u bile görmeniz mümkün.
Sevgili dostlar uzun bir yazı dizisi olacak, alt galeri bu yazım ile bitmiş oluyor. Üst galeri ile ilgili yazımı buradan okuyup Ayasofya'nın içindeki gizemli maceraya devam edebilirsiniz.
Sağlıkla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder